top of page

Moğolların Bağdat Kuşatması: İslam Dünyasının Kalbine Vurulan Darbe

  • tayi
  • 2 May
  • 2 dakikada okunur

Tarihin en yıkıcı askeri olaylarından biri olarak kabul edilen Moğolların Bağdat Kuşatması, 1258 yılında gerçekleşti ve İslam dünyasında derin izler bıraktı. Cengiz Han’ın ölümünden sonra imparatorluk mirasını devralan Hülagü Han, Batı Asya’ya doğru genişleme politikasının bir parçası olarak Abbasî Halifeliği’nin başkenti olan Bağdat’ı hedef aldı. Bu kuşatma, sadece bir şehrin düşüşü değil, İslam dünyasının siyasi ve kültürel merkezinin yıkımı anlamına geliyordu.

ree

Moğollar ve Batı Seferleri

Moğollar, 13. yüzyılın başlarından itibaren Asya’dan Avrupa’ya uzanan geniş bir coğrafyada tarihin en büyük imparatorluklarından birini kurdu. Orta Asya bozkırlarından başlayan bu fetih dalgası, İran ve Mezopotamya’ya ulaştığında, bölgedeki en büyük güç olan Abbasîler ile karşı karşıya geldi. Hülagü Han, Moğol İmparatorluğu’nun Batı kanadını yönetiyordu ve özellikle Bağdat gibi zengin ve stratejik bir şehri ele geçirmek istiyordu.

Bağdat Kuşatması’na Giden Süreç

1257’de Hülagü Han, Abbasî Halifesi Müstasım’a elçiler göndererek teslim olmasını istedi. Ancak Halife, İslam dünyasının manevi gücüne ve ordusuna güvenerek bu teklifi reddetti. Bu restleşme, Moğolların tüm güçleriyle Bağdat’a yönelmesine yol açtı.

Kuşatmanın Seyri

1258 yılının Ocak ayında Moğol ordusu Bağdat’a ulaştı. Moğollar, şehri çember altına alarak her yönden kuşattı. Nehir geçişleri, surlar ve ana girişler Moğol denetimine girdi. Kuşatma boyunca katapultlar, yangın topları ve devasa mancınıklar kullanıldı. Moğollar, surları sistemli şekilde yıkarak şehrin kalbine ilerledi.

Bağdat savunması, örgütsüz ve zayıf kaldı. Abbasî ordusu, Moğol disiplinine ve savaş tekniklerine karşı koymakta başarısız oldu. Halife Müstasım’ın yeterli hazırlık yapmaması ve askeri karar alma sürecindeki zafiyetler, şehrin kaderini belirledi.

Yıkım ve Katliam

10 Şubat 1258 tarihinde Bağdat düştü. Moğollar, tarihî, kültürel ve dini merkez olan bu kadim şehri adeta haritadan sildi. Günlerce süren yağma ve katliamda yüz binlerce insan öldü, camiler, medreseler ve kütüphaneler yok edildi. Dârü’l-Hikme kütüphanesi, sayısız el yazmasının Dicle Nehri’ne atılmasıyla sonsuza dek kayboldu.

Halife Müstasım, esir alındı ve kısa bir süre sonra öldürüldü. Moğollar, bu zaferle yalnızca Abbasî Halifeliği’ne son vermedi, aynı zamanda İslam dünyasının manevi ve entelektüel merkezi olan Bağdat’ı tarihte eşi görülmemiş bir yıkıma uğrattı.

ree

Tarihi ve Kültürel Etkiler

  • Abbasî Halifeliği’nin yıkılması, İslam dünyasında otorite boşluğu yarattı.

  • Bağdat, uzun yıllar toparlanamayacak şekilde ekonomik, kültürel ve demografik açıdan çöküş yaşadı.

  • Moğol istilası, İslam dünyasının bilim ve kültür üretimini ciddi şekilde sekteye uğrattı.

  • Bölgedeki güç dengesi değişerek Memlükler, İlhanlılar ve Osmanlılar gibi yeni aktörler sahneye çıktı.

Sonuç

Bağdat Kuşatması, yalnızca bir askeri zafer değil, aynı zamanda medeniyet yıkımı olarak tarihe geçti. Moğol ordusunun yıkıcı gücü ve Abbasî yönetiminin zafiyeti, bu felaketin boyutlarını daha da derinleştirdi. Bağdat, yüzyıllar süren bir yeniden doğuş sürecine girmek zorunda kaldı ve o günün izleri, günümüzde bile hissedilmektedir.




bottom of page